Anlasın bîgâne bilsin âşina sevdim seni..

-

Kalabalığın ortasında yıllarca kendi etrafımda dönüyormuşum gibi bir his, hislerim oldukça kalabalık. 
Kendi etrafımda dönerken daire çiziyorum. Yaşadığım 24 yıl sanki bu eylemimden ibaret. Şimdi çizdiğim dairenin içine ait hissettiğim, daha doğrusu ait olduğum kişiyi alıyorum. Daha da doğrusu alıyor Mevla şükürler olsun. Geç de olsun güç de olsun arası olsun işte bir güzellik temennisiyle geçiyor günümüz. Her şey sabırla gelsin..sabır peşinde sevgiyi getirsin..sevgi peşinde onu. Uzun süren yalnızlığın gizli kalabalığı güzelmiş. 
Verilen her karar, yaşanan her heyecan, ağızdan çıkan, akıldan kalbe düşen her söz güzel. Atılan mutlu minik adımlarda hazırlık sürecinden çok, sınama, sabır testi evresi olduğunu bilmek gerekiyor. Çeyiz mi düzüyorsunuz, çeyiz mi sizi düzüyor, orası muallak olan süreç. Yüksek gerilim hattı. Ne kadar kısa tutulursa o kadar kolay atlatılan dönem. 
Beyhûde bir çaba evlenmek niyetimde yok diyenlere göre. Evlilik hazırlığı işte böyle, bana sorarsanız iki ucu güllü değnek. "Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var" ferahı söz konusu olunca gönlümüz müsterih. Gözümüz sevdiğimize müştehi. Koca yürekli dedenin; “Nergis hatun ve benim başka kimsemiz yok..birbirimize dargın kalamıyoruz.” dediği yerden sarılsak hayata mutluluğu ucundan yakalayabiliriz diye düşünüyorum. Bazen şurada bir soluklanayım dediğim yerde ki soluk..bazen büyüsü mavisinde saklı denizin manzarası..bazen soğuk hava da içtiğim sahlepin boğazımda bıraktığı sıcaklık sanki tam şûra'sı. Dedikleri kadar var sevilmek de sevmek kadar hoşmuş. Bundan sonrasında hoşluğun devamı olsun diye dualarım da o da var. Gönül kendinden emin olunca isterse kalem bitsin, susmuyor yazmaya devam ediyor kaldığı yerden. Hatalar göze batmıyor, yaş kemale erince toz pembeye de bakmıyor. Ayaklarımızın yere bastığı gönlümüzün paspas olmadığı zamanlardayız. Şansımız yaver. Herkesin nasibinde vardır biri düsturundan sonraki durak imanın yarısı..en son durak ise saadet-i dareyn. Rabbim bizleri önümüzde nimet yoksa da şükredenlerden eylesin. Baştan aşağı nimet içerisinde olduğumuzu unutmamayı nasip eylesin. İnsanız unutuyoruz, beşeriz şaşıyoruz. İçimden geçen dualarımda dahil hepsine standart üslubumla “çok amin” diyorum.

 Senle dolu bir kalp buldun. Seni ebediyete değin taşımaya hazır bir sırt, sarmaya hazır koca bir sine. Başını güvenle yaslayabileceğin omuz, muhabbetle bakan iki göz buldun. Gönlüne sürur veren bir yüz. Tuttuğunda huzurla dolduğun iki el buldun Levi.. Kimseye bırakma..kimseye de bakma.  

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

-
Resim
 Sevmek Belası İfadelerin içimizden çıkıp gitmesini kafaya taktıysak ve öyle rahatlayacaksak çıksın gitsin. Kırılmak yıllarımızı alacaksa eskisinin üzerine yenisini koymanın anlamı yok.. çıksın gitsin. Güzel günlerin özlenmesi kadar acı ve normal bir şey yok. Istıraptan zevk alanlara çok mu güldük bilmem ki. Kalbimize gelmeyen kalmadı şu hale bak. Bir nefes kadar yakın olduğumuz zamanların hiç kıymeti bilinmemiş gibi. Küçük dedikleri dünya koskoca şehirden gerçekten küçük gibi. Bir tesadüf bile rüya olmamalı her şeyi görüp yalnızca tesadüfü rüyalara bırakmamalı. Yüreğimiz boğazımıza yapıştığında bilhassa. Sarılabilmeliyiz en azından çok sevenlerin buna hakkı var. Sımsıkı. Yürekten daha sıkı. Şimdi hayalini kurduğumuz o günleri hayalsiz yaşıyoruz. Sıfırdan hayal kuranlar bile 1-0 önde.  Güzel günlerin toyluğa denk gelmesi kadar berbat bir şey yok. İnsan en hakiki dersi severse alıyormuş. Kişiyle değil her şeyle. Kalbin firakt...
Devamı
-
Resim
  02:42 Kendime bile anlatamadığım zamanlar var artık… Dilimin dönmediği, içimde kıvrılıp sessizce bekleyen hisleri yazıya döküyorum. Eskiden nadirdi bu sessizlikler şimdi günlerimin rutini oldu. Yazmak, artık bir ihtiyaç değil… bir sığınak. Marguerite Duras, “İnsan içinde bir yabancıyı barındırır; yazmak, işte o yabancıya ulaşmaktır.” diyor. Ama sevgili Marguerite, benim içimdeki yabancı değil… O, beni bana yabancılaştıran. Varlığıyla eksilten, yokluğuyla unutan. Sessiz çığlıklarımı duymak istemeyen bir sağır. Ve ben bilirim; kalbine en yakın kulağa sahip olan hep oydu. Yine de en çok o sustu bana. Duy beni… aşkın içinden geçip yarım kalmış bir sesim artık. Hem sağır, hem dilsiz bir özlemle… seni çağırıyorum. Yüzünü içime düşürdüm yine... Yazıyorum. Kaçıncı kırılış bu, kaçıncı rüyanın içime saplanışı? Kaç kere daha sensiz uyanacağım, bilmiyorum. Sen… Hayallerimin kokusunu taşıyan büyü, Bir zamanlar fırtınamdın, Sonra en büyük sessizliğim oldun. Huzur sandığım h...
Devamı
-
Resim
  Geceden aydınlık sabahlara uyandığımız günleri hızla geride bırakıyoruz. Alametlere ihtiyaç duymadığımız ahir zamanın bir parçasıyız artık. Ramazana eriştik sevincini son 9 gün kaldı hüznü ile  birlikte yaşıyoruz. Şaşırdığımız durumlar o an normalleşiyor, biz normallikten gittikçe uzaklaşıyoruz.  Dünyanın bir ucunda "Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed (sav) onun kulu ve elçisidir." inancımıza mutabık kardeşlerimiz zulüm altında bizler ise dünyanın bir  ucunda zevk sefa içindeyiz. Ramazana eriştik diye hayali huzur bahçemizde gezinirken, kah ne yiyeceğiz kah ne yedireceğiz derdiyle dertlenirken ekmek kırıntılarını topraktan eleyen elediği kırıntıları ıslatıp ekmek yapma çabasıyla çaresizlik arasında gidip gelen teyzelerimize dua ediyoruz.. eski ramazanlar kaldı mı derken aslında bu Ramazanın normal bir Ramazan olmadığını unutuyoruz ya da kabullenmek istemiyoruz bilmiyorum. Rabbimizden imanlı iyi ve kolay ölüm istiyoruz ölümün bile hayırlısını istiyoruz amma ...
Devamı